Mahmud Efendi Hazretleri Sözleri / Efendi Hazretlerinden Hikmetli Sözler

MAHMUD EFENDİ HAZRETLERİ KUDDİSE SİRRUHU SÖZLERİ | HİKMETLİ SÖZLER

“Aç dura dura alıştığından açlığını anlamaz. “Karnım tok” der. Onda açlık hissi kaybolmuştur. Ruhu gıda almayan insan da böyledir. Ruha gıdasını vermeye vermeye onun ruhu artık namaz açlığı, oruç açlığı, zikir açlığı hissetmez olur. Ruhlarımızı komadan çıkarmanın yolu Kur’ân’a sarılmaktır, ibadete sarılmaktır, menhiyattan (yasaklardan) uzaklaşmaktır…”


Şehid olarak ölmeyi istemeliyiz. Şehid olarak ölmek için illâ cephede ölmek gerekmez. Bir müslümana Mevlâ Teala yatakda da şehid muamelesinde bulunur. Şehid olarak ölmek için sizlere kolay bir yol tavsiye edeyim mi? Efendi babam (Kuddise Struhu) buyururdu ki:

Sure-i Haşr’ın 21-24 ayet-i celilelerini herkim başında üç defa:
ه أَعوذُ بِاللهِ السَّمِيعِ الْعَلِيمِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّحِيمِ

Bir defa da
( بسم الله الرحمنِ الرَّحِيمِ )
demek suretiyle sabah ve akşam namazlarından sonra okursa kendisine beş haslet verilir.
1- Ölümü hüsn-ü hatime ile olur.
2- Şehid olarak ölür.
3- Bu dört ayet-i celilenin yetmiş bin tane memur melekleri vardır. Bu meleklerin yapmış oldukları ibadetlerin sevabı bu ayet-i celileleri okuyan kimselere verilir…
4- Bu dört ayet-i celileyi okuyan kimseyi bu yetmiş bin melek gün boyu muhafaza ederler.
5- Resûlullah’ınﷺ sünnetini ihya etmiş olur…


Allah ﷻ İslam kıyafeti verdi, sen İngiliz kıyafeti giyiyorsun. Daha bu şerefinle ne kadar oynayacaksın, dönmeyecek misin hâlâ İslam şekline?..


Demirden sert olan kalpler Kur’ân’la pamuktan yumuşak oldu. Akrep yuvası, yılan yuvası olan dünya gülistanlık oldu, bülbül yuvası oldu. Dünyanın bütün altınları, gümüşleri, mücevherleri, paraları, sarayları, köşkleri bir araya getirilip verilse, feda edilse, infak edilse kalpler yine de birleştirilemezdi. Demek ki kalplerin birleştirilmesi Kur’ân-ı Kerim’le mümkündür. O öyle bir ilaçtır ki yutulur yutulmaz bütün hastalıkları giderir.


Farz edin ki biriniz Van’dan İstanbul’a geldi. Paranız çalındı ya da bitti. Eviniz yok, yatağınız yok, yemeğiniz yok. Ne yaparsınız? Gider kapıcılık yapar, çöpçülük yaparsınız veya dilencilik yapar, karnını doyurursun ama Âhirette bunların hiçbirini yapamazsın. Bir daha da dünyaya geri dönmek yok. Onun için size diyorum ki: “Gevşeklik etmeyelim, tembellik etmeyelim”


Kur’ân-ı Kerîm’i okuyup, onunla amel edenler, öyle bir devlete kavuşurlar ki, dünyada onun gibi devlet olmaz. O, dünyaya ferman okur. “Otur” dedi mi oturur. “Defol” dedi mi karşısındaki defolur gider. Şimdi de bize öyle diyorlar, kâfirlerin elinde oyuncak olduk. Niçin? Bakmıyoruz Kur’an-ı Kerim’e. Okuyoruz, sonra da: “Bu, yirminci asıra uymaz” diyoruz…


Bugünkü cihad; millete şeriat-ı öğretmektir, tarikatı öğretmektir. Bugün millet çok geri kaldı, cennet nasıl kazanılır bilmezler, cehennemden nasıl kurtulunur bilmezler, namaz kılmayı bilmezler. Kaç sene okula git gel, git gel… İslâm’ın şartlarını, imanın şartlarını, namazı duymazlar. Günümüzde cihad İslâmiyet’i öğrenip öğretmektir. Rasûlüllah (Sallâlláhu Aleyhi ve Sellem) buyurur: “Sizin en hayırlınız Kur’ân’ı öğrenen ve öğreteninizdir.” Allah indinde en iyi insan, en makbul insan; Kur’ân öğrenen ve öğreteninizdir. Bir de onun manasını, ahkâmını öğrenip öğretirse ne büyük mesele…


Ya Rabbi! Medreseye yardım edenlere çok dereceler ver. İyi niyetle okutanlara çok makamlar ihsan eyle.


Sorsam size evinizde televizyon var mı? Kiminize efendisi, kiminize çocukları, kiminize babası sebep oluyor televizyon evlerinize giriyor. Onu dinlemek büyük zarar, büyük avanaklık. Onu dinleyeceğiniz yerde zikretseniz, ibadet etseniz, kıymetli vakitlerinizi itaate sarf etseniz ne büyük kâr etmiş ve ne büyük zarardan kurtulmuş olursunuz. Âhirette akıllanmanın fâidesi yok, günahlardan sakının…


Şeytan da biliyordu ama bilmek fayda vermedi. Ancak bildiğini yapmak fayda verir…


Bir kimse lisanı ile Müslüman kabul edilseydi, alırdı eline tesbihi:
“Ben Müslümanım, ben Müslümanım” der, Müslüman olurdu. Müslüman demek; Rabbinin emirlerine, farz, vacip sünnet ne varsa hepsine tam manasıyla boyun eğen demektir. Mevlâ Teâlâ’nın düşmanlarından kaçıp dostlarının haliyle hallenen demektir. Çok dikkatli, itinalı Müslüman olalım, dikkatli Müslüman olursak İslâmiyet gelir.


Hepiniz söz verin bana, kendiniz açık saçık şeyler giymediğiniz gibi çocuklarınıza da giydirmeyeceksiniz. Yavrunuz henüz bir aylık bebek bile olsa onun da kıyafeti İslâmî olmalı. Size dünyanın en kıymetlileri olduğunuzu söylemiştim. Söz tutmamakla bana yalan söyletmiş olmayın. Bazı ana babalar:
“Yavrularımız daha küçük, hevesini alsın” derler.
Hevesi batsın, heves alınacak diye domuz eti yenir mi?! Bu da ona benzer…


Dünya işlerine verdiğimiz önemin çok az bir kısmını bile âhiretimiz için yapmıyoruz. Memleketimizde bir şehirden diğer bir şehre hicret edeceğinizi düşünün, ne yaparsınız? Hicret edeceğiniz yerde, önce evini, ekmeğini, kısaca ihtiyaçlarını nasil karşılayacağınızı düşünürsünüz. Peki dünya hayatı için bunları düşünüyorsunuz da yarın âhirete göç ettiğiniz de ne yapacağınızı hiç düşünüyor musunuz?! Bu konuda hazırlık yapıyor musunuz?! Dünya hayatında gitmiş olduğun yerde başın darda kalsa çobanlık, hamallık yapar, geçimini sağlamaya çalışırsın ama âhirette böyle bir şey yoktur. Demek ki âhireti hiç unutmadan yaşamalıyız. Ara sıra ağlamak da lazımdır, becerebilirsek tabi…


İçinde Allah korkusu olmayan bir gönül harabe; o gönlü taşıyanlar ise harami olurlar. Çocuğunuzun kalbine Allah korkusunu yerleştirin…


Bir beden ki haramla büyüdü, ondan pek salih ameller işlemesi beklenemez. Helal yer; haramdan, şüpheli şeylerden kaçarsanız kalbiniz nur olur. Böyle yapmazsanız nursuz olursunuz…


Yarın Allah’ın huzuruna çıkacağız. O’nun sevdiği halde çıkalım, sevmediği halde çıkmayalım. O’nun sevdiği hal nasıl olur? Amel etmekle, bilgili olmakla, gıybet etmemekle, başkalarına yardım etmekle…


Tanıdığım bir genç vefat etti. Kabre konuldu. Telkin okunurken genç birisine ruhaniyette zuhur etti. Dedi ki: “Ben buraya hazırlıksız geldim.” O düşünüyordu ki, gittiğim vakit her şey hazır olacak. Dünyada iken her gün eve gidiyordu, her şeyi hazırdı. Ahirete gittiğinde her şeyi hazır beklerken hiçbir şeyi hazır bulmadı. İşte dünyada beş vakit namazı cemaatle kılsaydı, sonrasındaki tesbihe devam etseydi, ondan sonra iman edip amel-i salih işleseydi, her iyiliği, her şeyi hazır olarak cennete gitmiş olacaktı…


Allah’ın yoluna Kur’an vasıtasıyla çıkılıyor. Medrese açmadıkça, çocuğunu oraya vermedikçe, dini bütün bir hoca vasıtasıyla o çocuğa Kur’an’ı öğretmedikçe o çocuk karanlıktan nura çıkamaz…


Mevlâ’nın razı olmadığı şeyi konuşma. Kalbini sana emanet verdi, Mevlâ’nın razı olmadığı şeyleri o kalbe sokma.


Tarikatı beceren güzel sohbet eder. Güzel sohbet eden de tarikatı becerir. Şeriata yardım eden tarikata yardım eder. Tarikata yardım eden şeriata yardım eder…


Şeytan insanına göre tuzak kurar. Cahil olana: “Dirilmek yok” der. Öldükten sonra dirilmeye inanan kimseye de “Allah kerimdir, kimseye azap etmez” der…


Dinden ne zarar gördük? Müslüman olduğunu belli etmekten niye utanıyorsun?..


Ayak ayak üzerine atıp yemeyeceksin. Ekmek kırığı dökmeyeceksin. Rasûlullâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) yerde yedi.


Size kesinlikle emrederim ki, bütün varlığınızla sünnet-i seniyyeye sarılıp, cahiliye adetlerinden ve bid’atlarden sakının


Dört bin sünnet-i seniyyeden fazla sünnet vardır. Bu Mahmud’un bunlardan üç tanesini terk ettiğini görürseniz, beni de terk edin.


İttibâ edersen seversin ve sevilirsin.


Kuşluk namazını terk etmek bana ölümden daha ağır geliyor, kılmamaktansa ölmek daha hayırlıdır.


Yerde ve gökte Peygamberimiz (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)’den sevgilisi yoktur. Kim ona tâbi olursa o da Allâh (Celle Celâlühü)’nin sevgilisi olur.

Benzer Konular

Son Yazılanlar